Bir zamanlar sarı dolmuşlarımız vardı amerikan. Sokakların çirkin krallarıydı onlar.
Aslında amerikan diyorumda onlar amerikan değildiler, asimile olmuşlardı içimizde zamanla. Bostancıdan kadıköye kadar hatırlıyorum onları, endamlı cusseleri ve heybetiyle geçerdi ağar ağar yanımızdan. Siyah beyaz şeritli damalısından tutun da, aynalarına takılan hapisane işi tespihlerine varıncaya dek, bizdendi onlar. Araba mezarlıklarına teslim edilene kadar araba olduklarının farkında bile değildiler içimizde.
Sonra göya modern gürünüşlü soytarılar aldı yerlerini, zaten bence araba mezarlığına atılmak değil de, bu onların sokaklarına yakışmayan modernizimin mağlupları olmalırıydı daha çok acıtan paslı kaportalarını, ve sonunda beklenen oldu, hissetirmeden gittiler sokaklarımızdan tek tek, kaybettirdiler tekerlek izlerin. Ne yazık ki de sizden sonra anladık galibini mağlubunu bu işin, sizler kazananlardınız. Kaybedenler de o sizin asaletinizden ve yakışıklılığınızdan mahrum sokaklar. Halbuki başlıkda da dediğim gibi
Siz istanbula o kadar çok yakışmışdınız ki.